9 Eylül 2014 Salı

ET YENEN HANE...




Süfyân-ı Sevrî hazretleri hikmetli sözleriyle insanlara nasîhatlarda bulunup hak yolun bilgilerini öğretti.Bu hususta nasîhatleri pek çoktur. Buyurdu ki: Ölüm her an gelebilir. Yarına kadar yaşayabileceğini zanneden bir kimse ölüm için hazırlıklı değildir. Allahü teâlâya yapılan ibâdetler, ölümü hatırlamaya işârettir. Günah ve kusur olan işler de, ölümü unutmuş olmanın alâmetidir. Süfyân-ı Sevrî hazretleri, dünyâlık ele geçirmek için devlet adamlarına hizmet eden birine, bu halden uzaklaşmasını, Allahü teâlâya ibâdet etmesini tavsiye etti. O zât; Âilemin geçimi ne olacak?diye sorunca, hazret-i Süfyân "Sübhânallah! Kendisine âsî olduğun hâllerde bile rızkını kesmeyen Allahü teâlâ, kendisine itâatkâr ol- duğun zaman rızkını vermez mi?" buyurdu. Süfyân hazretleri birisiyle birlikte evin kapısında duruyordu. Önlerinden süslenmiş bir adam geçti. Arkadaşı bu adama bakarken Süfyân-ı Sevrî hazretleri mâni olup"Eğer sizler bakmamış olsanız, böyle isrâf yapmazdı! Bunun isrâf günahına siz de ortak oluyorsunuz" buyurdu. Birisi gelip; "Peygamber efendimiz bir hadîs-i şerîfinde buyuruyor ki: (Çok et yenen bir hâne halkından Allahü teâlâ nefret eder!) Buradaki hâne halkından mu- râd nedir?" diye sordu.Süfyân-ı Sevrî hazretleri; "Gıybet edenlerdir. Çünkü, gıybet edenler, başkalarının etini yerler! " cevâbını verdi

8 Eylül 2014 Pazartesi

YOLA ÇIKARKEN OKUNACAK DUALAR...


Tavsiye edilenlerden bazıları şöyledir: Yolculuğa çıkarken iki rekât namaz kılmalı! Kazaya kalmış namazı varsa, kaza kılmalı! Çünkü kaza borcu varken, nâfile kılmak ahmaklıktır. (Bey ve Şir’a risalesi)
Bir hadis-i şerif meali: (Evinden çıkarken iki rekât namaz kılan, dışarıdan gelecek her çeşit beladan korunur. Evine girince iki rekât namaz kılan da, içteki kötülüklerden korunmuş olur.)[Beyheki]
Büyüklerimiz şöyle bildirmiştir: Sefere çıkarken yedi Âyet-el-kürsi oku! Öne, arkaya, aşağıya, yukarıya, sağa ve sola üfür, bir tanesini de yut, sonra Kelime-i tevhid söyle!
Birkaç hadis-i şerif meali şöyledir:
(Evinden çıkarken Âyet-el kürsi okuyana, yetmiş melek, evine dönünceye kadar dua ve istiğfar eder.) [Ey Oğul İlmihâli]
(Bir kimse, sefere çıkarken 11 kere İhlâs okusa, Allahü teâlâ, seferden dönünceye kadar onun evini muhafaza eder.) [İ. Neccar]
(Evinden çıkarken "Bismillahi, tevekkeltü alellah, Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billah" diyen, tehlikelerden korunur, şeytan ondan uzaklaşır.)[Tirmizî]
(Sizden biriniz yolculuğa çıkmak isteyince, arkadaşlarıyla vedalaşıp dualarını alsın! Çünkü Allahü teâlâ, onların duasında onun için bereket yaratır.) [Deylemî, Harâitî]
Zahid Ebül-Hasen-i Gazvî hazretleri, (Yolculuğa çıkarken, Li ilafi’yi [Kureyş sûresini] okuyan, bütün kötülüklerden emin olur) buyurdu. (Şir’a)
Yolculuğa çıkan, sadaka vermeli. Sefere çıkmadan önce mümkünse, vadesi gelmiş borçları ödemeli, kul hakkı kalmaması için helalleşmeli, dualar almalı.
Bilhassa uzun yolculuklarda, büyüklerimizden izin alma imkânı yoksa istihare yapmalı.
Misafirliğe eli boş gitmemeli. Bir yere boş gitmek, değirmene buğdaysız gitmeye benzetilmiştir. Hediye az da olsa, bir kıymeti olur. ("Çam sakızı, çoban armağanı" cinsinden bir şey götürmeli) denmiştir. Kendi evimize de, eli boş dönmemeliyiz. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Seferden dönerken, çoluk çocuğunuza, faydalı bir taş da olsa, hediye getirin!) [İbni Asakir]
Hediye, sevgiyi artırır. İki hadis-i şerif meali şöyledir:
(Hediyeleşmek sevgiyi artırır.) [Taberanî]
(Hediye dostluğu artırır, kırgınlığı giderir.) [Ebu Nuaym]

7 Eylül 2014 Pazar

EYY LAF TAŞIYICI...



Sa'dî-i Şîrâzî hazretleri buyurdu ki: Hak teâlânın lütuf ve ihsân buyurduğu bahta ve rızka kanâat etmeyen kimse, Rabbini bilmemiş ve O'na itâat etme- miş olur. Ey bir yerde durmayan, sebât etmeyen, rızk için didinip duran, koşan kişi! Sakin ol! yuvarlanan taş üzerinde ot bitmez! Ey akıllı kimse! İster iyi,ister kötü olsun, kimsenin arkasından konuşma! Çünkü hakkında konuştuğun ki şi gerçekten kötü ise, onu kendine düşman etmiş olur-sun. İyi ise çok kötü bir iş yapmış olursun.Biri sana ge- lip de filân adam kötüdür derse, iyi bil ki, o kendi ku- sûrunu söylemiş olur. Birisi şu ibretli sözü söyledi: Gıybet edecek olursam, anamdan başkasının gıybeti-ni etmem. Zîrâ böylece sevaplarım anama yazılmış olur! Ey iyi insan!Bir insanın iki şeyi dostlarına haramdır
Birisi; onun malını, haksız yere alarak yemek, diğeri; arkasından iyi olmayan şekilde konuşmaktır.Biri senin yanında başkasının aleyhinde konuşuyorsa, zannetme ki başkasının yanında seni medheder. Benim nazarımda bu dünyâda en akıllı insan kendisiyle meş gûl olup başkalarından gâfil olandır. Düşmandan lâf getiren, insana düşmandan daha büyük düşmandır. Ey lâf taşıyıcı! Düşmanım bile yüzüme karşı kötü şey söylemiyor! Sen ondan daha büyük düşman olmasan onun arkamdan söylediğini gelip de yüzüme karşı söyler misin? Söz taşıyan eski düşmanlıkları yeni- ler, kinleri tâzeler. En yumuşak insanları bile çileden çıkarır. Uyuyan fitneyi uyandı- ran kimseden en kısa zamanda kaç! Kavga, iki kişi arasında yanan bir ate- şe benzer. Söz taşıyıcı ise, o ateşin sönmemesi için odun taşıyan oduncu gibidir.

6 Eylül 2014 Cumartesi

EYVAH......




Abdullah-ı Dehlevî hazretleri ”kuddîse sirrûh” müslümanlara çok şefkatli idi. Seher vakti onlara duâ ederdi. Kötülük gördüklerine de iyilik yapardı. Hâkim Kudretullah Hân, Abdullah-ı Dehlevî hazretle- rinin komşusu idi. Çoğu zaman, Abdullah-ı Dehlevî hazretlerini giybet eder, aleyhinde konuşurdu. Bir gün hapse düştü. Abdullah-ı Dehlevî hazretleri onu hapishâneden çıkartmak için çok uğraştı. Fakat bu- nu ona söylemedi. Abdullah-ı Dehlevî hazretlerinin meclisinde dün- yâ ile ilgili sözler konuşulmazdı. Birisi giybet etse ona mâni olur, giybet edene; "O dediğine ben daha lâyıkım" derdi. Bir gün yanında; pâdişahı kötülediler. O gün oruçlu idi. Kötüleyene dönerek; "Eyvâh! oru- cumuz gitti!" buyurdu. "Siz kimseyi kötülemediniz ki!" dendiğinde; "Evet, biz gıybet etmedik, ama dinle- dik. Giybette, söyleyen de dinleyen de aynıdır" bu- yurdu