26 Ağustos 2012 Pazar

ŞEVVAL DE ORUÇ..


Her zaman oruç tutmak sevabdır. Hadis-i şerifte, (Oruç, Cehennem ateşinden koruyan bir kalkandır)buyuruldu. (Buhari)
Şevval ayında tutulan orucun çok sevabı vardır. Üç hadis-i şerif meali şöyledir:
(Ramazandan sonra Şevval ayında da 6 gün oruç tutan, anasından doğduğu günkü gibi günahsız olur.)[Taberani]
(Ramazan orucuyla Şevvalde de 6 gün oruç tutan, bir yıl oruç tutmuş sayılır.) [İbni Mace]
(Ramazan ayı orucu on aya, Ramazandan sonra tutulan 6 gün oruç da iki aya mukabil olur ki, böylece bir yıl oruç tutma sevabına kavuşulur.) [İbni Huzeyme]
Bu 6 gün orucun bayramdan sonra hemen tutulması iyidir. Aralıklı tutmak da caizdir. Kazaya niyet ederek tutmalı. Kaza oruçlarını, pazartesi ve perşembe günleri tutmak daha iyidir.


25 Ağustos 2012 Cumartesi

HAYAT DÜSTURLARIMIZ....




-Dünyada en zor iş, karar vermektir. Yani, peki mi, hayır mı? Eğer Allah korusun, peki denmesi icap eden yerde hayır denirse, küfre girer. Hayır denmesi icap eden yerde de peki derse, gene imanı gider. Onun için, bu dünyada bundan daha mühim, daha zor bir mesele yoktur.
 
-Her günah afv edilebilir. Her günahın cezası, muhakkak dünyada verilmeyebilir, ahirete de kalabilir. Ama zalimin cezası hem dünyada, hem ahirette verilir.
 
-Allahü teala tekdir. Tek olan şeyleri sever. Abdest alırken üç kere yıkıyoruz. Tesbih çekerken 32 değil, 33 söylüyoruz. Çift olanlar çokluk bildirmek içindir, 80 misli gibi.
 
-Kalb kanı pompalarken Allah diye atarsa, bütün hücrelere kadar Allah zikri gider ve her hücre zikreder. Böyle bir kişi hiç günah işleyemez.
 
-Allahü teala, beni zikr edenlerin yanında bulunurum diyor. Her zaman Allahü teala her yerde hâzır ve nazırdır. Rabbimiz her yerde başka dürlü tecelli eder. Ama zikr edenlere rahmetle ve muhabbetle tecelli eder.
 

23 Ağustos 2012 Perşembe

BEN RABBİM'E AŞIĞIM...



Hasan-ı Basri hazretlerine bir zat gelip, (Benim bir kızım var, gece gündüz ağlamaktan gözleri kör oldu. Çaresi yok mu?) diye yalvarıp ağladı. Hasan-ı Basri hazretleri üzüldü, kalkıp eve geldiler. Kıza niye ağladığını sordu. Kız dedi ki:
(Efendim, ben Rabbime aşığım. Ona aşkımdan ağlıyorum. Dilimden ve halimden anlayan yok. Siz olmasaydınız bunu yine söylemezdim. Kör olan gözlerim için de üzülecek bir durum yok. Eğer bu gözler yarın ahirette Allahü teâlâyı görebilecekse Ona binlerce göz feda olsun, hiç kıymeti yok. Eğer ahirette bu gözler yüce Rabbimi görmeye layık değilse, ben onları niye göz diye taşıyayım? Ahirette de kör olacaklarsa, dünyada iken de kör olup gitsinler.)

Hasan-ı Basri hazretleri, (Aynen devam evladım, hiç üzülme, Peygamber efendimiz “Kişi sevdiğiyle beraber olacaktır” müjdesini verdi) deyip ayrılırken, (Biz buraya nasihatçi ve hekim olarak geldik, şifa telkin edecektik. Halbuki nasihatçi ve hekimi bulmuş olarak gidiyoruz) dedi..



20 Ağustos 2012 Pazartesi

BAYRAM GÜNLERİNİN FAZİLETLERİ..



Bayram günlerinin de fazileti büyüktür. Kurban bayramının 1.2.3. günlerinden sonraki gecelere Kurban bayramı geceleri denir. Ramazan-ı şerifin son günü ile bayramın ilk günü arasındaki geceye de Ramazan bayramı gecesi denir. 

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Ramazan ve Kurban bayramının gecelerini ihya eden kimsenin kalbi, kalblerin öldüğü gün ölmez.) [İbni Mace, Taberani]

(Rahmet kapıları dört gece açılır. O gecelerde yapılan dua, tevbe reddolmaz. Ramazan bayramının ve Kurban bayramının birinci geceleri, Berat gecesi ve Arefe gecesi.)
 [İsfehani]

(Şu beş gecede yapılan dua geri çevrilmez. Regaib gecesi, Berat gecesi, Cuma gecesi, Ramazan ve Kurban bayramı gecesi.) [İbni Asakir] 

Bayramda erken kalkmak, gusletmek, misvak kullanmak, güzel koku sürünmek, yeni ve temiz elbise giymek, sevindiğini belli etmek, yüzük takmak, karşılaştığı müminlere güler yüzle selam vermek, fakirlere çok sadaka vermek, İslamiyet’e doğru olarak hizmet edenlere yardım etmek, dargınları barıştırmak, akrabayı, din kardeşlerini ziyaret etmek, onlara hediye götürmek sünnettir. 

Bayram günleri sevinmek, neşelenmek gerekir. Hazret-i Ebu Bekir, kızı Âişe validemizin evine gidince, iki cariyenin tef çalıp oynadığını gördü. Ensar-ı kiramın kahramanlıklarını övüyor, destan söylüyorlardı. Hazret-i Ebu Bekir, Resulullahın evinde böyle şey yapılmasının uygun olmayacağını bildirerek, onların susmalarını söyledi. Peygamber efendimiz, Hazret-i Ebu Bekir’e, (Onlara mani olma! Her kavmin bir bayramı vardır, bu da bizim bayramımızdır. Bayram, sevinç günleridir) buyurdu. (Buhari)

Dargın olanların, bayramı beklemeyip, hemen barışması gerekir. Allahü teâlâyı ve Peygamber efendimizi seven kimse, insanların kusurlarına bakmaz, hoşgörülü olur. İyi insan yani mümin, herkesle iyi geçinir. Başkalarına sıkıntı vermediği gibi, onlardan gelecek eziyetlere de katlanır. 

Kimseye darılmamalı, dargınlık olduysa, 3 günden fazla sürmemeli, bayrama kadar süren bir dargınlık olduysa, daha fazla gecikmeden barışmalıdır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Din kardeşiyle 3 günden çok küs durmak caiz değildir. Üç gün sonra, onunla karşılaşırsa, ona selam verip hatırını sormalıdır. O kimse selamını alırsa, birlikte sevaba ortak olurlar. Selamını almazsa günaha girer. Selam veren de küs durma mesuliyetinden kurtulmuş olur.) [Ebu Davud]

(Ameller pazartesi ve perşembe günü Hak teâlâya arz olunur. Hak teâlâ da, şirk koşmayan herkesi affeder. Ancak bu mağfiretten birbirine kin tutan istifade edemez. Cenab-ı Hak, “Onlar barışıncaya kadar amellerini bana getirmeyin” buyurur.)
 [İ.Malik]

19 Ağustos 2012 Pazar

BAYRAM GÜNLERİ NE YAPMALI??


Bayramda erken kalkmak, gusletmek, misvak kullanmak, güzel koku sürünmek, yeni ve temiz elbise giymek, sevindiğini belli etmek sünnettir. 

Bayram günü yüzük takmak, karşılaştığı müminlere güler yüzle selam vermek, fakirlere çok sadaka vermek, İslamiyet’e doğru olarak hizmet edenlere yardım etmek, dargınları barıştırmak, akrabayı, din kardeşlerini ziyaret etmek, onlara hediye götürmek sünnettir.

Bayram gecelerini ihya edenin büyük saadete kavuşacağı bildirilmiştir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: 
(Ramazan ve Kurban bayramı gecelerini ihya eden kimsenin kalbi, kalblerin öldüğü günde ölmez.) [Taberani]

Dargın olanların, bayramı beklemeyip, hemen barışması gerekir. Allahü teâlâyı ve Peygamber efendimizi seven kimse, insanların kusurlarına bakmaz, hoşgörülü olur. İyi insan, yani mümin, herkesle iyi geçinir. Başkalarına sıkıntı vermediği gibi, onlardan gelecek eziyetlere de katlanır. Bir kusurundan dolayı kimseye darılmamak gerekir. 

Dargınlık olsa bile üç günden fazla sürmemelidir. Şayet bayrama kadar süren bir dargınlık olduysa, daha fazla gecikmeden barışmalıdır. 
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: 
(Birbirinizle münasebeti kesmeyin! Birbirinize arka çevirmeyin! Birbirinize kin ve düşmanlık beslemeyin! Birbirinizi kıskanmayın! Ey Allah’ın kulları kardeş olun! Bir Müslümanın diğer kardeşine darılarak üç günden çok uzaklaşması helal değildir.) [Buhari]

(Müslümana üç günden fazla dargın duran, Cehenneme gider.) 
[Nesai] 

(Birbirine dargın iki kimseden, hangisi önce selam verirse, günahları affolur. Verilen selamı öteki almazsa, bu selamı melekler alır. Selam almayan kimseye de şeytan, sevinerek iltifatta bulunur.)
 [İbni Ebi Şeybe]

(Müminin kardeşine üç günden çok dargın durması caiz değildir. Üç gün sonra, ona selam verip hatırını sormalıdır. Onun selamını alırsa, birlikte sevaba ortak olurlar. Selamını almazsa günaha girer. Selam veren de küs durma mesuliyetinden kurtulmuş olur.) 
[Ebu Davud]

(İki kişi, birbirine dargın olarak ölürse, Cehennemi görmeden Cennete giremez. Cennete girseler de birbiriyle karşılaşamazlar.)
 [İbni Hibban]

(Din kardeşiyle bir yıl dargın duran, onu öldürmüş gibi günaha girer.)
[Beyheki] 

(Ameller, pazartesi ve perşembe günleri Hak teâlâya arz olunur. Hak teâlâ da, kendisine şirk koşmayan herkesi affeder. Ancak bu mağfiretten birbirine kin tutan iki kişi istifade edemez. Hak teâlâ "O iki kişi barışıncaya kadar amellerini bana getirmeyin" buyurur.)
 [İ.Malik] 


HAYIRLI BAYRAMLAR

Cümle müslüman kardeşlerimizin Ramazan Bayramını kutlarım.
Hayırlı bayramlar
Şeker tadında bayram geçirmeniz dileğiyle..

14 Ağustos 2012 Salı

KADİR GECESİNİN FAZİLETİ VE KADİR GECEMİZ MUBAREK OLSUN...


Ramazan-ı şerif ayı içinde bulunan en kıymetli gecedir. Bazı âlimlere göre Mevlid gecesinden sonra en kıymetli gecedir. Kadir Gecesi, Muhammed aleyhisselamın ümmetine mahsus bir gecedir. Başka Peygamberlere böyle bir gece verilmemiştir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: 
(Allahü teâlâ, Kadir gecesini ümmetime hediye etti, ondan önce kimseye vermedi.) [Deylemi] 

Peygamber efendimiz, daha önceki ümmetlerden bin sene cihat eden insanları düşünüp, benim ümmetimin ömrü kısadır, az ibadet ederler diye üzülünce, Allahü teâlâ, (Kadir gecesi senin ve ümmetinindir) buyurup Habibinin kalbini ferahlandırdı. Hem de Kadir gecesi, her Ramazan ayında gelir. 

Resulullah efendimize kendisinden önceki insanların ömürlerinin ne kadar olduğu bildirilince, kendi ümmetinin ömürlerini kısa buldu, uzun ömürlü olan diğerlerinin işledikleri salih amelleri işleyemezler diye düşününce, Allahü teâlâ Ona bin aydan hayırlı olan Kadir gecesini ihsan etti. (İ. Malik) 

Resulullah efendimiz, (Beni İsrail Peygamberlerinden 80 yıl Allahü teâlâya ibadet eden oldu) buyurunca, Eshab-ı kiram hayret ettiler. Bunun üzerine Cebrail aleyhisselam gelip; “Ya Resulallah, senin ümmetin bu Peygamberlerin, 80 yıllık ibadetine şaşarlar. Allahü teâlâ sana ondan iyisini gönderdi” diyerek, (Kadir gecesi, bin aydan hayırlıdır) mealindeki âyeti okudu. (Tefsir-i Mugni) 
Kadir gecesi hakkındaki hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: 
(Dört gecenin gündüzü de gecesi gibi faziletlidir. Allahü teâlâ, o günlerde dua edenin isteğini geri çevirmez, onları mağfiret eder ve onlar bu günlerde bol ihsana nail olurlar. Bunlar, Kadir gecesi, Arefe gecesi, Berat gecesi, Cuma gecesi ve günleri.) [Deylemi]

(İnanarak ve sevabını Allahü teâlâdan umarak, Kadir gecesini ihya edenin geçmiş günahları affolur.)
 [Buhari, Müslim]

(Kadir gecesinde, bir kere Kadir suresini okumak, başka zamanda Kur’an-ı kerimi hatmetmekten daha sevaptır. Kadir gecesinde bir tesbih
[Sübhanallah], bir tahmid [Elhamdülillah], bir tekbir [Allahü ekber], bir tehlil[La ilahe illallah] söylemek, yedi yüz bin tesbih, tahmid, tekbir ve tehlilden kıymetlidir. Bu gece koyun sağımı müddeti kadar [az bir zaman] namaz kılmak, ibadet etmek, bir ay bütün geceleri sabaha kadar ibadetle geçirmekten daha kıymetlidir.) [Tefsir-i Mugni] 

(Kadir gecesi üç defa “La ilahe illallah” söyleyen Müslümanın, birincisinde bütün günahları bağışlanır. İkincisinde Cehennemden kurtulur, üçüncüsünde Cennete girer.) [Tefsir-i Mugni] 

11 Ağustos 2012 Cumartesi

PEYGAMBER EFENDİMİZ İN MUCİZESİ

Günün huzur videosunda, " Peygamber Efendimiz ( aleyhisselam) / Ay'ın ikiye ayrılması "  konu başlıklı Efendimiz aleyhisselamın mucizesini  şiir  anlatımıyla dinliyoruz..


DİNLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ..

8 Ağustos 2012 Çarşamba

İTİKAF NEDİR? KADINLAR NASIL YAPAR?


Ramazan ayının son on gününde, gece gündüz bir camide kapanıp ibadet etmeye, itikaf denir.

Ramazan-ı şerifte itikaf, sünnet-i müekkededir. Ancak itikaf, sünnet-i kifaye olduğu için bir mahallede birkaç kişi itikafa girerse, diğerlerinden bu sünnet sakıt olur. Bu bakımdan imkanı olanlar itikafa girmelidir! İtikaf eden kimse camide yiyip içer, yatar. Abdest için dışarı çıkabilir. Birkaç hadis-i şerif meali şöyledir:
(İtikafta olan, günahlardan uzaklaşır, her iyiliği işlemiş gibi sevaba kavuşur.) [İbni Mace]

(Bir devenin iki sağımı kadar itikaf eden, bir köle azat etmiş gibi sevap kazanır.) [Tenvir]

(Ramazanda on gün itikaf eden, 2 defa [nafile] hac yapmış gibi sevap kazanır.) [Beyheki]

(Allah rızası için bir gün itikaf, insanı Cehennemden çok uzaklaştırır.)[Taberani, Hakim]

Sünnet iki türlüdür: Sünnet-i hüda ve sünnet-i zevaid. Camide itikaf etmek, ezan okumak, ikamet getirmek ve cemaat ile namaz kılmak sünnet-i hüdadır. Bunlar, İslam dininin şiarıdır. Bu ümmete mahsustur. (Hadikat-ün-nediyye)

Resulullah efendimiz buyurdu ki:
(Mirac gecesi, beşinci göğe geldiğimde, Osman’ın suretini gördüm. Bu mertebeye ne ile eriştin dedim. Mescidde itikaf etmekle dedi.) [Menakıb-ı Cihar Yâri Güzin]

İtikaf; oruç, namaz gibi adak olunur. Çünkü başlı başına bir ibadettir. Hastam iyi olursa, itikafa gireceğim denmez. Hastam iyi olursa, Allah rızası için, şu kadar gün itikafa gireceğim demek adak olur. (S.Ebediyye)

İtikaf gibi başlı başına ibadet olan bir şeyi nezredenin, bunu yerine getirmesi gerekir. (Dürer)

Kadınlar camide itikaf yapmaz. Evde ise şarta bağlıdır. Eğer mescit olarak kullandığı bir oda varsa, o odada itikafa girebilir. Yemek yapmak, temizlik gibi ev işlerinin hiç biri yapılmaz. Sadece ibadetle uğraşılır. Abdest gibi zaruri işleri yapmanın mahzuru olmaz.

Ramazanın son on gününde olanı sünnet-i kifayedir. Az itikaf da yapılabilir. Bir gün veya birkaç saat gibi. İtikafa girenin oruçlu olması şarttır. Sadece Şafii mezhebinde oruçlu olma şartı yoktur. Diğer üç mezhepte oruçlu olmak şarttır. İmkanı olan kadınların evde itikafa girmesi, unutulmuş bu sünneti ihya etmesi ve sünneti ihya etme sevabına kavuşmaları çok iyi olur.
http://www.ailevekadin.com

4 Ağustos 2012 Cumartesi

İFTARI GECİKTİRMEK CAİZ Mİ?



Akşam vaktinin girdiği kesin olarak biliniyorsa, önce hurma, su gibi bir şey ile oruç açılır sonra namaz kılınır. Yemeği tezce yiyip sonra namaz kılmak da caizdir. Ancak iftar sofrasında çeşitli yemekler olduğu için, akşam namazı gecikebilir. Namaz mekruh vakte kalabilir. Bu bakımdan önce namazı kılmak ve sonra yavaş yavaş yemeği yemek daha uygun olur. Vaktin girdiği kesin belli değilse, önce namazı kılmak gerekir. Daha sonra vaktin girmediği anlaşılırsa, namazı iade etmek mümkündür. Fakat vakit girmeden oruç açılırsa, oruç bozulmuş olur. O anda telafisi de mümkün olmaz. 

Hadis-i şerifte, (İftarı acele edin) buyuruldu. (Hakim) 
Acelenin son vaktinin, muteber kitaplarda, yıldızlar görününceye kadar olduğu bildiriliyor. Bu da takriben akşam vakti girdikten yarım saat sonradır. Hadis-i şerifte, (Yıldızlar görünmeden iftar eden, sünnetimle amel etmiş olur)buyuruldu. (İbni Hibban)

Güneşin battığı iyi anlaşılınca, önce Euzü ve Besmele okuyup, (Allahümme yâ vâsi'al-magfireh igfirli ve li-vâlideyye ve li-üstâziyye ve lil-müminine vel müminât yevme yekûmülhisâb) denir. Bir iki lokma iftarlık yiyip,(Zehebezzama' vebtelletil-urûk ve sebetel-ecr inşâallahü teâlâ) denir ve yemeğe başlanır. 

Ramazanda şöyle dua da edilir: 
Ya Rabbi, Ramazan-ı şerifin şefaatine nail eyle! Ramazan-ı şerifte af ve mağfiret eylediğin ve Cehennemden azat eylediğin kulların arasına bizleri de dahil eyle!


http://www.ailevekadin.com/