24 Mart 2012 Cumartesi

Allahü teâlâ’nın bir kulunu kabul ettiğinin âlâmeti, onun sevgili bir kulu tarafından kabul edilmesidir




Bir insân bir işin delisi olmazsa, veli’si olamaz.
         Dünyâ aldatıcı bir bez parçasıdır. Birçok insanların peşinden koştuğu, milyarlarına milyarlar kattığı dünyâ meta-ı gurur’dur, aldatıcıdır....
         Büyükler buyuruyorlar ki; "Herkes bir sefere giderken yanına, yolda lazım olan ve gittiği yerde lazım olacak olan eşyaları alır, gerisini almaz. Karyolasını, koltuklarını taşımaz. İhtiyaç olmayan bir nesnenin taşınması ahmaklıdır. Ancak kendine lazım olan ve lüzumlu olan eşyayı yanına alır.  Hepimiz ahiret yolcusuyuz. İnkârı mümkün değil... O halde dünyâdan, yolda lazım olanları ve gideceğimiz yerde lazım olacakları tedarik etmeğe uğraşmalıyız. Orada lazım olmayacak bir şeyle uğraşmak ahmaklıdır.  Sahib olduklarımız, ahiret niyetiyle olursa hepsi sefere aiddir. Nefis için düşünülürse, dünyâya aiddir, on para etmez"...    Demek ki, herkes sefere çıkarken yolda ve gittiği yerde lazım olan eşyayı alır. Daha fazlasını alması ahmaklıkdır. Hepimiz ahiret yolcusuyuz, bize, gittiğimiz yerde ve yolda lazım olanlar fâidelidir, bunun dışındakiler ahmaklıkdır. Bunun dışındaki kazandığımız dünyâlıklar, ahiret niyetiyle, Allah rızası için kazanmak ve Allah rızası için sarf etmek niyetiyle uygundur ve muvaffıkdır. Aksi halde nefs düşüncesi ile elde edilenlerin hepsi sakatlıkdır. İşte hayat budur, islâmiyet budur. 
        Başarının sırrı yapmak değil sormakdır. Abdülhakim efendi hazretleri, bir talebesine; "soracak kimse bulamazsan git ağaca sor, kendi kendine yapma" buyurmuşlar.
         Büyükler buyuruyorlarki; "Bir insânı, Allahü teâlâ’ nın sevgili kulunun kabul etmesi, onu, Allahü teâlâ’nın da kabul ettiğine âlâmetdir.  Allahü teâlâ’nın bir kulunu kabul ettiğinin âlâmeti, onun sevgili bir kulu tarafından kabul edilmesidir". 


2 yorum:

Unknown dedi ki...

Zevkle okudum yazıyı.Bloğunuzu keşfettiğime çok sevindim.
Sevgiler.

Unknown dedi ki...

teşekkür ederim hoşgeldiniz.sevgiler.