24 Mart 2012 Cumartesi

BEN HAKLIYIM DİYEN HELAK OLDU..



iki ilaç varki, bir tanesi ebedi cehennemden kurtarır, bir tanesi de hesapsız cennete götürür. Birinci ilaç, Lâilâheillâllah muhammedürresulullah. Bu kelime-i tevhidi söyleyen ve inanan cehennemde ebedî olarak yanmaz. İkincisi de, istiğfardır. Buyuruluyorki; istiğfar her derde devadır, son nefeste imanla gitmeye sebep olur.
     Tövbenin iki ana unsuru vardır. Biri hatasını kabul emek, ikincisi de pişman olmaktır.
Büyükler buyuruyorki, Ben haklıyım diyen herkes ahirette pişman olacaktır. Haklı olduğu halde haksızım diyenlerin cennete gireceğine kefilim buyuruluyor. Haksız olupta haklıyım demek ise büyük felakettir.  İki felaket vardır ki; Bu kötü huylar kimde varsa çok fenadır. Biri inat, biri de kibirdir. Ben haklıyım demek ve kendini başkasından üstün görmek... Bunlar mümin olmaya engeldir, son neftse imansız gitmeye sebeptir..
      Dinimiz iki temel üzerine oturmuştur: biri sabır, diğeri şükürdür.
      Namazda Peygamber efendimize (sallallahü aleyhi vesellem) selam veriyoruz. Evliyanın isimlerinin anıldığı yere ruhları geldiği gibi, Peygamberlerin de gelir. Biz O’na selam verdiğimiz zaman Peygamber efendimiz o namaz kılanın önünde tecessüm edip, kim bana selam veren diye o selam vereni hafızasına alır. Vefat ederken de tanır. Kabrde de tanır ve kabre girince bize hoş geldin der...  zaten bu da yeter.
     Kabrde hoş geldin denilmesi çok mühimdir, bu söze muhatab olabilecek şekilde yaşamamız lazımdır, bunun içinde her saniyenin kıymetini bilmeliyiz. Niyetimizi düzeltmeliyiz, sevilip-sevilmeyecekleri iyi bilmeliyiz... ne ektiğimizi ve ne biçeceğimizi iyi hesab etmeliyiz... akıllı tüccar gibi olmalıyız.    
      Herhangi bir insana bir iyilik etmek,  gökten lamba olarak yere inse, bu iyilikten hasıl olan nur o kadar parlaktır ki; güneş onun yanında çok sönük kalır. Hele bu hizmet ile bir insanın hidayetine sebeb olunursa kıymeti hiç ölçülemez.

Hiç yorum yok: