8 Mart 2012 Perşembe
AKILLI İNSAN ÖLÜM VE SONRASINA HAZIRLANANDIR..
Bizi yokdan var eden cenâb-ı hakka hamdü senalar olsun. Bizi küffar aleminde değil de, böyle bir müslümân memleket de dünyâya getirdiği için, cenâb-ı hakka hamdü senalar olsun. Bizi müslümân anne-babadan dünyâya getirdiği için cenâb-ı hakka hamdü senalar olsun. Bizi iki cihanın sultanı peygâmber efendimiz “sallallahü aleyhi ve sellem“ hazretlerine ümmet eylediği için hamdolsun. Bize sevdiği kullarını tanıttırdığı için hamdolsun.
Abdül Kadir-i Geylani Hazretleri Gunyet-üt Talibin kitabından, buyuruyor ki; İnsânlara bir şey söylemek, Allah’ın dininden bahsetmek kolay değildir.
Hazreti Osman-ı zinnureyn (aşere-i mübeşşereden, resulullah efendimizin damadı), kabristandan geçerken hüngür hüngür ağlamış, ve mübarek gözyaşları sakalından akmış. Demişki, "bu kabir insâna ibret olarak yeter". Bu kara toprağın altında, daracık yerde, kıyamete kadar nasıl beklenir... İbret olarak bu yetmezmi... Hipotez değil, bir faraziye değil, mutlak olan bir şey var; o da ölümdür. Kimse bundan kurtulamaz, mutlaka herkes ölecek....Ne garibdirki insanlar, mutlak olanı unutmuş, muallak olanın peşinde koşuyor.. Büyükler buyuruyorki; (Acibtü limen talebeddünya vel mevtü yadlibuha: Şu kimseye şaşarımki o dünyanın peşindedir, ölümde onun peşindedir). İnsan çok gafildir. Ölüm var, kurtuluş yok. Tam kavuştum dediğin anda ölüm yakalar. Akıllı olmak lazım, akıllı insan ölümü düşünendir. Akıllı insan ölüm ve sonrasına hazırlanandır. Dünya ise hayaldir. Dünyanın sonu var, son mutlak, zaman mechul... Dünya ne üzülmeye ne sevinmeye değer. Sonunda hepsi sıfır… patronda olsa zenginde olsa hepsi musalla taşında dümdüz,.. er kişi niyetine denilecek. Hepimiz yolcuyuz, ahiret yolcusuyuz. Ahiret de herkes pişman olacak. (Ahiretdeki pişmanlık felakettir, seadet olan dünyadaki pişmanlığı tercih edelim). Büyükler ağızlarına taş alıyorlarmış, lüzumsuz laf etmemek için, günâh konuşmamak için. İmam-ı azâm hazretlerinin mühründe şu hâdis-i şerif yazıyordu; “Ya hayır söyle, ya sus“. Allahü teâlâ çok merhametlidir. 70–80 sene kendisine küfredenleri, kendisine karşı gelenleri bir iman etmekle afvetmektedir. Merhameti aklımızın eremeyeceği kadar sonsuzdur ve çokdur. Cenâb-ı Hakkın dünyâda en çok razı oduğu amel; imandan sonra, kullarına iyilik etmekdir, sevindirmektir. En çok gadab ettiği amel ise; küfürden sonra, kalb kırmaktır. Söylenecek en mühim söz şudur; İman ettik elhamdülillah. İtikadımız doğru. Birde sert davranmamalıyız. Cenâb-ı Hakkın gazabına gidecek bir icraatın içine düşmemeğe dikkat etmeliyiz. Bir kişinin üzüntüsü, bin kişinin helakine sebep olabilir. Onun için gönül kırmamalı, kimseyi gücendirmemeli, kimseye tepeden bakmamalıdır, konuştuğunuz kişi, Allah’ın sevgili kulu olabilir. Ondan Cenâb-ı Hak razı olabilir. O halde onu kırmak değil, duâsını istemeye çalışmalıdır. Bu kim olursa olsun. Çünki Cenâb-ı Hak veli kullarını gizlemişdir, saklamışdır. Onlar dahi kendilerini bilmezler. Evliyâ demek Allahın dostu demektir. Evliyâ olmak için mutlaka ehl-i sünnet itikadında olmak şarttır, Allahü tealanın çok sevdiklerini sevmek ve onlara itaat etmek lazımdır. Dîn-i islamın yayılması için fevkalade gayret sarfetmek ve insanlar yanmasın diye uğraşmak, ehl-i sünnet alimlerinin yazdığı kitabların okunması için çalışmak elbette lâzımdır.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder