19 Eylül 2012 Çarşamba

ANNELİĞE GEÇİŞ...


Bilindiği gibi annelik temelde içgüdüsel olmasına rağmen genellikle öğrenilebilir davranışlardır. Annenin bebeği ile olan önceki deneyimleri onun annelik kapasitesini arttırır. Genç anneler ilk annelik günlerinde ailesi ve arkadaşlarından ayrıldıklarından, yeni bir ortamda ve bilinmeyenlerle birlikte olduklarından zorlanırlar. 


Bu stresli dönem boyunca yeni anne, çevresi tarafından desteklenmeye ihtiyaç duyar. Evde mevcut ve alışılmadık yeni ortam ailenin diğer bireylerince fark edilmesi ve yeni anneye yardımcı olunması gerekir. Genç anneyi meraklandıran birçok soru vardır. 

Genç anne yalnız mı olacak yoksa birçok kişiyle birlikte mi olacak, bu kadın işine tekrar dönebilecek mi, dönebilecekse ne zaman, bu ani değişikliklerin üstesinden gelebilecek mi, kişiliği buna uygun mu? gibi bazı hormonal değişiklikler gebelik ve doğum sonrası dönemde strese katkıda bulunur. 

Gebelikte en sağlıklı kadında bile sık idrara çıkma, göğüslerde ağrı, bulantı, karında genişlemenin verdiği huzursuzluktan doğan fiziksel stresler vardır. Kadınların çoğu vücut şekli, rollerin değişmesi, hamileliğin eşi üzerindeki etkisi, kariyeri, mali kaynaklar veya anne olma yeteneği konusunda endişe duyarlar. Bu endişeler genellikle dile getirilemez. 

Gebelik sırasında genellikle evliliğe ait memnuniyet azdır. Bu dönem boyunca asabiyet ve korku normaldir. Direnme gücü kadının hayat tecrübelerine, kişilik tipine, sosyal desteğe bağlıdır. Bu zorlu dönemlerde anne adayına en büyük desteği eşi vermelidir. Onun kaygılarını azaltmak, sıkıntısını hoş görmek baba adayının en önemli ve en zor görevlerinden biridir.

Opr. Dr. Yurdanur Erkılıç 


Hiç yorum yok: