22 Nisan 2012 Pazar

HAYATA DAİR...



Babası oğluna bir torba çivi verir ve ona kontrolünü, sabrını her kaybettiğinde ceviz sandığının üzerine bir çivi çakmasını söyler... 
Birinci gün çocuk tam 37 çivi çakar... 
Haftalar ilerledikçe çocuk kendini kontrol etmeyi öğrenir ve daha az çivi çakmaya başlar... 
Zaman geçtikçe kendini kontrol etmesinin, sandığa çivi çakmasından daha kolay olduğunun farkına varır... 
Her çivi çakılmadığı günün sonunda durumu babasına bildirir... 
Bu defa baba oğluna, kendini kontrol ettiği her günün sonunda sandıktan bir çivi sökmesini ister... 
Haftalar geçer, çocuk, hem sabır hem de kendini kontrol etmenin idrakiyle, tüm çivileri sökmüş olur ve babasını çağırır... 
Babası çocuğun elinden tutar ve sandığın yanına götürüp şöyle der: 
“-Bak oğlum, çok çalıştın ve artık kendini kontrol ederek sandığın üzerinde delik açmamayı öğrendin... 
Ancak, sandığın üzerindeki deliklere bir bak... Hiçbir zaman o delikler kapanmayacak ve eskisi gibi olmayacaklar... 
Her sabırsızlığın ve verdiğin tepki karşındaki kişinin yufka yüreğinde böyle onarılmaz yaralar açar... Ne kadar özür dilersen dile, o yara daima orada duracaktır... 
Sözlü bir saldırı da en az fiziksel bir saldırı kadar yara verir... 
Oysa arkadaşlarımız bizim için mutluluktur, bizi güldürürler, başarı için cesaretlendirirler, bize dikkatli bir kulak sunarlar ve kalplerini bize açmaya her zaman hazırdırlar...” 
(...Sokrates) 

Hiç yorum yok: