26 Şubat 2012 Pazar

KASABA



KASABA esnafından biri olmalıydı kocam. Akşam, güneş batmadan
dükkánını kapatıp eve gelmeliydi.Evimiz mümkünse bahçeli olmalıydı.
Yaz akşamları sulayıp serin serin oturmalıydık. Ben, orta boylu tıknazca,
ev hanımı olmalıydım.Cinsiyeti önemli değil, eli ayağı düzgün iki
çocuğumuz olmalıydı.Derslerine yardım etmeye yetecek eğitimim
olmamalıydı. Ama ara sıra ''Dersinizi bitirdiniz mi?'' diye sormalıydım.
Daha çok üstleri başlarıyla...Yedikleri içtikleriyle... Öksürükleri,
aksırıklarıyla ilgilenmeliydim. Yavaştan yavaştan çeyizlerini düzmeliydim.
Her ayın 15'i kabul günüm olmalıydı. Ellerime sağlık, kekler, poğaçalar
yapmalıydım. İnce belli bardaklarda çaylar ikram etmeliydim.Sabahları
hırkamı omzuma alıp komşuya kahve içmeye geçmeliydim.Patlıcan, biber
kızartmalı, reçel kaynatmalıydım.Akşamları özene bezene sofrayı
kurmalıydım.Kocam ajansı dinlerken ben lafa girmeliydim, o, ''Sus hanım
bi dakka''demeliydi. Böyle dese de beni çok sevmeliydi.O uyuklamalı,
ben bulaşık yıkamalı, çocuklar ders çalışmalıydı.
Bazen akşam oturmasına komşular gelmeliydi.Öyle haremlik
selamlık değil ama kadın erkek ayrı oturmalıydık.Erkekler memleketi
kurtarırken biz bütün kasabayı dilimizden geçirmeliydik.Herkes birbirinin
kocasına, karısına ''Falanca Bey'', ''Filanca Hanım'' diye hitap
etmeliydi.Yanlışlıkla bacağımız, göğsümüz biraz açılıverse yüzümüz
kızarmalı, hemen toparlanmalıydık.Kocam kırk yılda bir, bir tek atmalı,
neşelenip bir hicaz şarkı mırıldanmalıydı.Şehvetten uzak şefkate yakın bir
cinsel hayatımız olmalıydı.Gözümüzü birbirimizde açmış olmalıydık, öyle
de sürüp gitmeliydi.Harama uçkur çözmemeliydik.Zaten etrafımızda evli
barklı komşularımızdan başka kadın olmadığından...Dükkánda çelimsiz
çıraktan gayrı, öyle sekreter falan çalışmadığından...Ortalıkta gidilecek
bar mar bulunmad ığı n d a n . . . M anke n l e r b i z i m kasabaya
uğramadığından...Ve de kocam, efendi bir adam olduğundan beni
aldatamazdı.
* * *
Tamam, abarttım biraz. Belki de böyle bir aile yapısı örneği
kalmamıştır artık.Ama, acaba diyorum... Buna benzer bir hayat tarzı beni
daha mutlu eder miydi?Kendim de dahil uçuk kaçık insanlardan gına
geldi artık. Normalliği özlüyorum.Özgürlüğün tadını çıkaralım derken
suyunu çıkardık galiba.Herkes çok zeki, çok akıllı, çok bilgili, çok şu, çok
bu. Ve de çok mutsuz. Depresyona giren girene. Prozac'lar leblebi misali.
Çokbilmişliğin kimseye bir faydası yok galiba.


Pakize SUDA

Hiç yorum yok: