27 Ocak 2012 Cuma

BAŞKALAŞMIŞ KADINLAR



BAŞKALAŞMIŞ KADINLAR

Çalışan,iş hayatına alışmış kadının kocasına ve çocuklarına sağladığı destek sınırlı kalmakta ve aile içindeki rolünü tam yerine getirememektedir.Bunun içinde genelde ailede uyumsuzluk olmakta ve istenilen huzur sağlanamamaktadır.TV sunucusu ve artist Selin Dilmen başkalaşmış kadınlar başlıklı yazısında bu konuyu şöyle dile getirmektedir.

Adettir,kadınlar bir araya geldikleri zaman erkeklerden bahsederler.Ya da en yalnız en gizli düşüncelerinde erkekler olur.

Konuşmalarda hep erkeklerin olumsuz yanları dökülür ortaya.Gözlerinin dışarıda olduğundan,futbola yada eğlenceye düşkünlüklerinden hatta sorumsuzluklarından dem vurulur.

Kadınlar,eğer kendi erkekleri hakkında bu gerçekleri itiraf edebilecek kadar samimi değillerse de en azından başka hemcinslerinin başına gelen tatsızlıkları konu ederler.

Ben iki defa evlendim.

Bu tip sohbetleri fazla olmasa da yaptım.Ve bir daha evlenmemeye kesin olarak karar verdim.Bunun bir sebebi var.
İlkin erkekler hakikaten kadınlardan farklı yaratılmışlar.Değişmeleri ve kadınların olmalarını istediği gibi olmaları mümkün değil.
Bir süre önce düşünmeye başladım.Erkeklerin bu olumsuz yanları bir tesadüf mü diye.Kendi evliliklerimi saymayalım ve bütün hatanın bende olduğunu farzedelim.İyide otuzbir yaşındayım ve bu güne kadar çalışan eşler arasında yüzde yüz mutlu giden bir tek evliliğe bile rastlamadım

Bir yerde bir hata var

Daha doğrusu mutlu bir evlilik hayatına yaklaşmanın bir tek yolu var.Kadının kadınlığını erkeğin erkekliğini bilmesi.
Kadının kadınlığını bilmesi ne demek?
Erkekten sonra ve onun omurga kemiğinden ona eşlik etmek için yaratıldığını bilmesi demek.Yani önce erkek sonra ben cümlesini inanarak kabul etmek.Bu bağlamda erkekten gelecek her türlü sıkıntı vereci tepkiye olumlu bir ifade ile boyun eğmek.

Bunun karşılığında ufak tefek kaprisler yapmak ve bununla avunmak…..Böyle yapabiliyorsanız,hayatınızı fazla sorgulamıyorsanız,kısacası haddinizi biliyorsanız bir ömür boyu eşinizle evli kalabilirsiniz.Ve bu benim gözümde ciddi bir başarı elde etmiş olmak demek.
Bana ve benim gibi kadınlara gelince…
Bizler başkalaşmış kadınlarız.Kadın olma özelliklerinden pek çok şeyi yitirmişiz.Haddimizi aşalı ve sorgulamaya başlayalı çok olmuş.Geri dönmek imkansız.


Bizlerden iyi eş olmaz.
Bizler ilk bakışta hoş görünen ama sonrasında erkeği kızdıran ve sıkan tipleriz.
Aldığımız eğitimle üzerimize giydiğimiz pantolonla ,iş hayatında boğuşarak ve para kazanmaya başlayarak beklide erkekleşmeye başlamışız.

Giderek hayattan daha az beklentimiz kalmış.Anneliğimiz bile babalık ruhunda..Kısacası bizlerden iyi eş olmaz.(27.10.1999 türkiye)


İnsan hayatında yaşam tarzı alışkanlıklarının önemi çok büyüktür.Örneğin onbeş sene okul okumuş sonra bir işe girmiş üç beş sene de böyle iş hayatı olmuş bir kadın kendi isteği ile de olsa çocukları ile evi ile ilgilenmek için evine çekildiğinde ,bir müddet sonra ruhi dengesi bozuluyor.Çocuklarını himaye edeceği yerde kendisi himayeye muhtaç hale geliyor.Psikiyatrislere abone olmak zorunda kalıyor.Yaşanan tecrübeler bunu açıkça gösteriyor.


Bunun için evlenecek erkek Huzurlu bir aile için sadece kendisi,çocukları ve evi ile ilgilenecek ev hanımı istiyorsa baştan tercihini buna göre yapmak zorundadır.Çünkü sosyal yaşantının zorla değişimi mümkün değildir.Zorlamalar er geç ters tepki gösterir.Depresyona sebep olur.

Hiç yorum yok: